Ortodontik Tedavi Sonrası Dişler Bozulur mu?
İster tel tedavisi ister şeffaf plak tedavisi görmüş olalım, tedavimiz bittikten sonra eğer uygun bir pekiştirme tedavisi görmezsek evet dişlerimiz tekrar eski haline dönebilir.
İster tel tedavisi ister şeffaf plak tedavisi görmüş olalım, tedavimiz bittikten sonra eğer uygun bir pekiştirme tedavisi görmezsek evet dişlerimiz tekrar eski haline dönebilir.
Çünkü, ortodontik tedavi ile biz dişleri hareket ettiriyoruz, yani ağız içerisine sürdükleri yeri, yıllardır stabil halde bulundukları pozisyonu değiştiriyoruz ve yeni bir yere taşıyoruz. Biz sadece dişleri hareket ettirmiyoruz, dişleri destekleyen dişeti, kemik gibi çevresel dokularda da bir hareket oluşturuyoruz. Bu hareket ile dişler ve çevre dokular arasındaki dengeyi bozuyoruz ve yeni bir denge oluşturmaya çalışıyoruz. Dişlerdeki hareket ile birlikte eş zamanlı olarak çevre dokularda bir hücresel aktivasyon başlar, yani kanda bulunan bazı hücreler harekete geçer ve diş hareketini desteklemek amacıyla kemikte hücresel yapım ve yıkım olayları gerçekleşir. Yani bizim gözle gördüğümüz küçük diş hareketleri aslında dokularda çok büyük hücresel düzeyde hareketler sonucu oluşmaktadır.
Dişleri ortodontik tedavi ile hareket ettirdikten sonra, braketleri veya dişler üzerindeki ataşmanları çıkarıp biranda serbest bırakırsak zaten hareketli olan dişler hareket etmeye devam eder ve eski haline dönmeye çalışır. Bu nedenle tedavimiz bittikten sonra dişler ve diş çevresi dokular yeni pozisyonlarına adapte olana kadar dişleri herhangi bir kuvvet uygulamadan aynı pozisyonda tutmalıyız. İşte biz bu işleme pekiştirme tedavisi diyoruz.
Pekiştirme tedavisinde farklı yöntemler kullanılabilir. En çok tercih edilen yöntemler ön dişlerin arkasına yerleştirilen -retainer-adı verilen ince tellerin uygulanması ve -essix- adı verilen şeffaf plak uygulamasıdır. Retainer adı verilen iç teller sabittir çıkarılamaz, dişlere herhangi bir kuvvet uygulamaz, sadece dişlerin hareketini engellemek amacı ile dişleri tutucu görev görür. Essix plakları ise takıp çıkarılabilen plaklardır, yeme sırasında çıkarılır ve sonrasında tekrar takılır. Bazı vakalarda iç teller ve essix plakları birlikte kullanılabilir.
İç teller aktif tedavi sonrası hekimin önerdiği süre boyunca ağızda kalmalıdır. Eğer bu tellerde kopma ya da kırılma olursa en kısa sürede hekim randevusu oluşturulmalı ve gerekli müdahale yapılmalıdır. İç teller koptuğu ya da kırıldığı halde ihmal edilir ve hekime bilgi verilmezse dişlerde bozulmalar olabilir ve tekrar bir ortodontik tedavi gerekebilir. Essix plakları da yine hekimin tavsiye ettiği süre boyunca önerilen saat aralığında takılmalıdır. Hekimin farklı bir önerisi yoka ilk 6 ay gece gündüz yemek dışında tam zamanlı takılması, sonraki 6 ay boyunca gece takılması tavsiye edilebilir. Bazı şiddetli ortodontik problemlerin tedavisi sonrasında essix plaklarının daha uzun süre kullanımı önerilebilir. Essix plaklarının kırılması ya da kaybolması durumunda en kısa sürede hekimle iletişime geçilerek kontrol randevusu oluşturulmalı ve gerekli müdahale yapılmalıdır. Eğer kırıldığı ya da kaybolduğu halde ihmal edilirse ve plaklar takılmazsa dişlerde bozulmalar olabilir ve tekrar bir ortodontik tedavi ihtiyacı oluşabilir.
Özellikle tedavi bittikten sonraki ilk 6 aylık dönem dişlerde bozulmaların en çok görülebileceği dönemdir çünkü aktif ortodontik tedavi sonrası dişler henüz stabil değil çok hareketlidir. Özellikle bu dönemde iç tellerde ya da essix plağında kırılma olduğunda kesinlikle ihmal edilmeden en kısa sürede hekime ulaşılmalı ve gerekli müdahale yapılmalıdır
Pekiştirme tedavisi sırasında aktif ortodonti tedavi sürecindeki gibi aylık kontrollere gerek yoktur, hekimin farklı bir tavsiyesi yoksa 6 ayda bir kontrol randevuları oluşturulabilir. Ancak iç tellerde bir kopma ya da kırılma veya essix plağında kırılma ya da plağın kaybolması gibi bir durum olduğunda kontrol randevusu beklenmeden hekime ulaşılmalıdır.
Ortodontik tedavi sonrası dişlerin bozulmasının en önemli sebebi pekiştirme tedavisinin tam anlamıyla uygulanamamasıdır. Pekiştirme tedavisi de en az aktif tedavi süreci kadar önemlidir çünkü zaten ortodontik tedaviler uzun soluklu hem hasta hem de hekim tarafından devamlı bir uyum ve motivasyon gerektiren ve emek isteyen tedavilerdir. Diğer diş tedavilerine göre daha uzun süren ortodontik tedavi sürecinde hem hekim hem de hastanın vermiş olduğu emek, pekiştirme tedavi sürecindeki eksiklikler nedeniyle boşa gidebilir. Bu nedenle pekiştirme tedavi süreci henüz ortodontik tedaviye başlarken hastaya anlatılmalı, ve hastanın tedavi sürecine motivasyonu sağlanmalıdır.
Pekiştirme tedavisinin nasıl uygulanacağı ya da hangi yöntemin kullanılacağı vakadan vakaya göre değişmekle birlikte hekimin önerileri doğrultusunda belirlenir ancak hasta bu konudaki beklentilerini hekimle paylaşmalıdır. Örneğin hastamız bulantı refleksinden ötürü essix plağını kullanamayacağını düşünüyorsa bunu hekimle paylaşmalıdır bu noktada hekim farklı bir protokol önerebilir. Çünkü burada en önemli konu ortodonti tedavi ile doğru pozisyona getirilmiş dişlerin bulundukları konumu ve pozisyonu korumaları ve tekrar eski haline dönmelerinin engellenmesidir. Bu nedenle ortodontist ve hekim hem aktif tedavi sürecinde hem de tedavi sonrası pekiştirme tedavisi sürecinde daima iletişim halinde olmalıdır.