Ortodontik Tedavi ile Gülüş Tasarımı Sağlanır mı

Son yıllarda her alanda estetik beklentilerin artması ve estetik uygulamaların yaygınlaşması diş hekimliği alanında da kendini göstermektedir. Artık hastalar sadece dişi ağrıdığında değil, daha estetik, daha düzgün ve daha beyaz dişlere sahip olabilmek için de diş hekimine başvuruyorlar. Hatta bazen ağrıyan ya da sızlayan bir diş ihmal edilebiliyor ancak kötü görünen sadece estetik problemi olan dişler ihmal edilmeyip daha güzel bir gülüş için en kısa sürede diş hekimine ulaşım sağlanabiliyor. 

Gülüş estetiği kavramı son yıllarda çokça karşımıza çıkan bir terim haline gelmiştir. Çevremizde, sosyal medyada gördüğümüz renklenmiş ya da kötü pozisyonlu dişlerde görülen güzel değişimler çoğunlukla gülüş tasarımı ya da gülüş estetiği olarak adlandırılmaktadır. Özellikle sosyal medyada sıklıkla karşımıza çıkan dişlerdeki ve gülümsemedeki inanılmaz değişimler hepimizde bir merak uyandırmaktadır. 

Peki bu inanılmaz değişimler nasıl meydana geliyor? Gülüş estetiği ya da gülüş tasarımı ne demektir?

Gülüş tasarımı kişin özellikle gülümsediği zaman görünen dişlerindeki renklenmeler, pozisyon bozuklukları, çürük veya kırıkların tedavi edilerek ve diş-dişeti ilişkisindeki uyumsuzlukların giderilerek kişinin yüzü ve dudakları ile uyumlu bir diş görünümü elde edilmesi olarak tanımlanabilir. Gülüş tasarımı diş hekimliğinin birçok branşının bir arada çalıştığı multidisipliner bir tedavi yaklaşımı gerektirir.
Hastamızda diş çürüğü, dişeti hastalığı gibi hastalıklar varsa öncelikle bu hastalıkların tedavileri yapılmalıdır ve diş ve dişetleri sağlıklı olmalıdır. Sonrasında gülümseme sırasında diş- dişeti uyumu değerlendirilerek dişetinde gerekli düzenlemeler yapılabilir, diş boyutlarında uyumsuzluklar varsa estetik dolgular veya lamine ya da kaplamalarla bu uyumsuzluklar giderilebilir, diş rengindeki uyumsuzluklar diş beyazlatma tedavisi ya da estetik restorasyonlarla tedavi edilebilir. 

Peki ortodontik tedavi ile gülüş tasarımı sağlanır mı?

Gülüş tasarımında hedef yüz ile uyumlu estetik bir gülüş elde etmektir. Dolayısıyla ön dişlerimizi ilgilendiren ortodontik bozukluklar varsa bu bozuklukların ortodontik tedavi ile düzeltilmesi de gülüş tasarımının bir parçası olarak düşünülmelidir. Gülüş tasarımı kişiye özel planlanır ve herkeste aynı tedavi protokolleri uygulanmayabilir. Bir kişide ön dişleri ilgilendiren konum bozuklukları ortodontik tedavi ile giderilebilirken başka bir kişide bu bozukluklar kaplamalarla veya estetik dolgularla giderilebilir. Elbette bu karar dişlerdeki çapraşıklığın ya da konum bozukluklarının şiddetine göre de değişmektedir. Eğer kişinin dişlerinde çok şiddetli çapraşıklıklar varsa bu çapraşıklığın estetik dolgu veya kaplama ya da lamine ile düzeltilmesi mümkün değildir en sağlıklı yöntem bir ortodontik tedavi uygulamasıdır. Ancak minimal bir çapraşıklık ya da konum bozukluğu varsa bu bozukluğun tedavisinde hastanın da tercihi ile estetik dolgular gibi farklı protokoller tercih edilebilir.     

Dişler arasında diastema dediğimiz boşlukların olduğu vakalar da estetik olarak rahatsız edici bir görüntüye sebep olur ve bu vakaların ortodontik tedavi ile tedavisi mümkündür. Boşlukların boyutu küçükse ve hastanın kapanış ilişkisi ve diş boyutları da uygunsa ortodontik tedavi uygulanmadan estetik dolgularla diş arası boşlukların kapatılması da mümkündür. 

Gülüş tasarımı sırasında diş pozisyonlarında ve konumlarında yapılan düzenlemeler sırasında uygulanan estetik dolgu ya da kaplamalar girişimsel işlemlerdir, yani dişten az da olsa aşındırma yapmak zorunda kaldığımız işlemlerdir. Ancak ortodontik tedavi ile dişlerimizin doğal yapısına dokunmadan sadece dişlerimizi hareket ettirerek doğal bir düzenleme yapabilmemiz mümkündür. Bazen hastalarımız ortodontik tedavinin uzun sürmesi sebebiyle tercih etmemekte, daha kısa sürede sonuç veren kaplama uygulamalarını tercih etmektedir. Dişlere uygulanan kaplama tedavisi aslında dişte çürük ya da aşınma gibi sebeplerle çok fazla madde kaybı olduğunda dişin ömrünü uzatmak amacı ile uygulanan tedavilerdir. Ancak estetik bir problemi düzeltmek amacı ile yani dişlerdeki çapraşıklığı çözmek ya da boşlukları gidermek amacı ile kaplama tedavisi uygulandığında dişten çok fazla aşındırma yapmak gerekebilir bu da diş yapısını zayıflatabilir. Bu nedenle gülüş tasarımı planlanırken hastanın ihtiyaçları doğrultusunda öncelikle diş dokusunu korumaya hedefli tedavi planlamaları yapılmalıdır. Ortodontik tedavi diğer tedavilere göre daha uzun bir tedavi sürecidir ancak dişlerde herhangi bir madde kaybı oluşturmayan yani tamamen diş dokusunu koruyarak diş pozisyonlarını düzeltebildiğimiz bir tedavi çeşididir. Dolayısıyla bu noktada hedefimiz hızlı bir tedavi sonucu elde etmek mi yoksa diş dokusunu koruyarak bir tedavi sonucu elde etmek mi bunun kararı verilmelidir ve hasta da bu konuda bilgilendirilmelidir.

Gülüş tasarımı sırasında uygulanan tedavi protokolleri hastanın dudak, diş yapısına ve yüz yapısına göre farklılık göstermektedir ve dolayısıyla her hastada farklı bir protokol uygulanabilir. Tedavi sürecinde hastanın beklentileri çok önemlidir. Ortodontik tedavi gülüş tasarımının bir parçası olarak birçok hekim tarafından uygulanmaktadır ve sağlıklı sonuçlar elde edilmektedir. Hatta bazen farklı uygulamalara gerek kalmadan sadece ortodontik tedavilerle hastalarımızın problemleri çözülebilmektedir ideal bir gülüş elde edilebilmektedir. Bu nedenle gülüş tasarımı planlanırken mutlaka bir ortodonti uzmanı tarafından ortodontik muayene yapılmalıdır.

Ortodontik tedavi denilince akla teller ve braketler geliyor ve bazı hastalar estetik görünmediği gerekçesi ile tel tedavisini tercih etmeyebiliyor. Günümüzde şeffaf plaklarla uygulanan ortodontik tedavilerle hastalarımıza daha estetik ve daha konforlu bir tedavi süreci sunabiliyoruz . Bunun yanı sıra şeffaf plaklarla ortodontik tedaviler birçok vakada tel tedavisine göre daha kısa sürüyor bu da hastalarımız için bir tercih sebebi oluyor. 

Sonuç olarak şeffaf plaklarla ya da tel tedavileri ile uygulanan ortodonti tedavilerle gülüş estetiği sağlanabilir ve ortodontik tedaviler gülüş tasarımının bir parçasıdır.